Kayıtlar

Ağustos, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Atatürk ve Onun Sosyolojik/Dinsel Tahmin ve Sözlerinin İncelenmesi

Atatürk, gelecekte yeni bir dünya dininin kurulabileceğini düşünüyor olabilir. Bunu, Atatürk'ün şu sözlerinden çıkarabiliriz: ''Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşüncede yükselip olgunlaşması, Hristiyanlığı, Müslümanlığı, Budizmi bir yana bırakarak basitleştirilmiş ve herkes için anlaşılacak duruma getirilmiş saf ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye kadar kavgalar, çirkeflikler, kaba istek ve iş tahlar arasında bir sefalethanede yaşamakta olduklarını kabul ederek, bütün vücutları ve zekaları zehirleyen zararlı tohumları yok etmeyi karar vermesi gibi şartların gerçekleşmesini gerektiren 'birleşik bir dünya devleti' kurma hayalinin tatlı olduğunu inkar edecek değiliz.'' (Nutuk, sayfa 482, Atatürk Araştırma Merkezi yayınları) Bu sözler, İngiliz tarihçi Wells'in yazılarını okuyan Atatürk'ün Nutuk'ta bunlar ile ilgili sarfettiği cümlelerdir. Wells genel olarak gelecekte birleşik bir dünya devletinin olması ge...

Türkler Zorla mı Müslüman Oldu?

Bu yazıda, ayrıntı bilgiye boğmayan, cevap odaklı bir analiz ile karşı karşıyasınız. Halifeliği saltanata dönüştürüp Arap milliyetçiliğinin ön planda olduğu bir politika izleyen Emeviler, dünyanın dört bir yanına saldırıyordu. Emevilerin hedefinde Türklerin yaşamakta olduğu Maverünnehir bölgesi de vardı. Haliyle Orta Asya'ya karşı büyük bir mücadeleye girişildi. Orta Asya'yı fethetmekle görevli Kuteybe Bin Müslim adlı Emevi komutanı, Maverünnehir'de büyük katliamlar yaptı, burada birçok Türk boyunu yenilgiye uğrattı, Talkan ve Curcan'da 700-750 yılları arasında binlerce Türk katledildi, binlercesinin cesedi ağaçlara asıldı. Orta Asya'da Emeviler sürekli ilerlediler, taa ki Türgişler tarafından yenilip durdurulana dek. Böylece Emevilerin ilerleyişi durmuş oluyordu. 751 yılında Emeviler'in yıkılıp Abbasiler'in bu coğrafyalarda egemen olması ile birlikte, ırkçı ve katliamcı politika terk edildi. İşte Türklerin İslam ile hoşgörü odaklı olarak tanışması da bu ş...

Türkiye'nin Ateş Çemberinde Olduğu Yılların Analizi:

2. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye'nin durumundan bahsediliyorsa, en iyi tanımlamalardan biri bu olabilir. Çünkü o yıllarda Türkiye'nin dört bir yanı savaşla kavruluyordu. Batımızda Balkanlar işgal ediliyor, kuzeyimizde iki dev çarpışıyor, doğumuzda İran müttefiklerce işgal ediliyordu. Hal böyleyken Türkiye nasıl bu şeraitten kurtulabildi? O diplomatik manevraları kısa ve diğer olaylarla senkronize bir şekilde anlatacağız. Atatürk, hayatta olduğu yıllarda dünyada İtalyan saldırganlığı mevcut olduğundan (Etiyopya işgali vb.) Balkan Antantı ve Sadabad Paktı ile dünyada barış ilkesi doğrultusunda doğru adımlar atıyordu. O hayata veda ettikten sonra ise, dünyada atmosfer onlarca kat daha fazla kızıştı. İnönü savaşın ilk senesinde İngiltere ve Fransa ile üçlü bir anlaşma imzalamıştı. Buna göre Türkiye'ye herhangi bir saldırı olması durumunda İngiltere ve Fransa bu duruma müdahale edecek ve Türkiye'nin yanında olacaktı. Gerek SSCB tehdidi gerekse de İtalya ve Almanya t...

Roma'ya dair bir analiz... (Neden Roma?)

Neden onca şehir devleti arasında yalnızca Roma, bir dünya imparatorluğu haline gelmeyi başardı? Bu analizde Romalıların öteki şehir devletlerinden ve halklardan farkını, ve bu farkların etkilerini irdeleyeceğiz.  Roma, kurulduğu yıldan (M.Ö 753'ten) İtalya yarımadasındaki diğer kavimleri ve şehir devletlerini yok edip İtalya'da birliği sağladığı vakte kadar neredeyse hiç yenilmemiş, sürekli büyümüş ve güçlenmiş, bununla da kalmayıp Kartaca gibi çok büyük devletleri yenebilecek kudrete ulaşmıştı. Öncelikle, Latinler, Samnitler, Etrüskler, Sabinler, Falisci ve daha birçok halk ve şehirle kıyaslandığında Roma, coğrafi olarak daha elverişli bir konumda bulunuyordu. Bu yazıda direkt ''Coğrafya kaderdir.'' deyip İbn Haldun'a bağlayıp yazıyı bitireceğimizi sanmayalım tabii. Ama bu faktörün önemi yadsınamaz. Roma şehri Tiber nehrinin geçiş güzergahlarının arasında kurulmuş yüksekçe bir yerdeydi. Bu durumun şehri fethetmeyi zorlaştırdığı öne sürülebilir. Coğrafi s...

Tarih Boyunca Fethedilemeyen Ülke: Rusya

Tarih Boyunca Fethedilemeyen Topraklar: Rusya Rusya neden fethedilemiyor? Bu tarihsel analizde bu sorunun cevabını 3 fetih hareketi örneklerinin yardımıyla inceleyeceğiz: Demirbaş Şarl'ın Rusya seferi, Napolyon'un Rusya seferi, Hitler'in Rusya seferi. Rusya, tarihi boyunca yalnızca Moğollar tarafından işgal edilebilen bir bölge olmuştur. Tabii söz konusu işgalin yaşandığı 13. yüzyılda, bu topraklarda güçsüz Rus knezlikleri hüküm sürüyordu. Rusya genişlemeye başladıktan ve güçlendikten sonradır ki, topraklarına doğru yapılan her türlü işgal harekatını püskürtmeyi başarmıştır. Büyük Kuzey Savaşı'nda Şarl, savaştaki en büyük rakipleri sayılabilecek Rus Çarlığı'nı işgal ve mağlup ederek mücadeleyi kazanabileceğini bildiğinden Rusya seferini başlatmış ve oldukça büyük bir yol katetmişti. Şarl'ın ordusu oldukça kalabalıktı, Rusları başlarda yenilgiye uğratarak ilerleyen Şarl için 1710'a yaklaşılırken gidişat aleyhe döndü. Bastıran kış sebebiyle ordudaki top...