Modern dönemi yeni kılan şey nedir?

Modern kelimesi, Latincede "yeni" anlamında gelen modernus kelimesinden gelir. Son yüzyıllar nedense "modern" diye adlandırılır. Peki, zamanın tazeliğinden başka modern dönemde yeni olan şey tam olarak nedir? Akıl mı? Bilim mi? Teknoloji mi?

Akıl, bilim ve teknoloji modern çağdan önce de vardı. (Antik Yunan, Roma, Çin, Arap medeniyetleri bunların kitabını yazmıştır.) O zaman bunların varlığı modern dönemi yeni kılan şey olamaz.

Belki de modern dönemi yeni kılan şey bunların yoğunluğudur. Yani eski çağlara kıyasla bu dönem çok daha gelişmiş bir teknolojimiz, çok daha keskin bir aklımız, çok daha başarılı bir bilimimiz vardır belki. Öyle mi?

Evet, arayışımız pek uzun sürmedi. Bu arada, bu yazı önceden düşünülmüş, planlanmış bir yazı değil. Aklıma geldiği gibi yazıyor, yazarken düşünüyorum.

Nerede kalmıştık, evet, arayışımız sona erdi. Çünkü gerçekten de teknoloji, akıl ve bilim eksponansiyel olarak gelişiyor gibi görünüyor. Yani katlanarak güçleniyorlar. Günümüzün bilim ve teknolojisinin yapabildikleri, sırf 500 yıl önce yaşamış bir insana büyü gibi gelirdi muhtemelen. Aklın gelişip gelişmediği ise biraz tartışmalı bir mevzu. Bir postmodernist çıkıp İkinci Dünya Savaşını yahut günümüzdeki Ukrayna krizini ya da Ortadoğu savaşlarını göstererek hala akılsız olduğumuzdan dem vurabilirdi. Ne demiş Yuval Noah Harari, "insanın aptallığını asla hafife alma." İnsanlar aptal olduğu sürece, teknolojinin nükleer savaşa dönebileceği bir savaş tehlikesi her zaman kapıda bekler.

Öyleyse bu yazıyı bitirelim mi? Sonuçta modern dönemi öncesinden ayıran iki şey bulmuş olduk. Bilim ve teknolojideki gelişmelerin tarihte hiç olmadığı kadar büyük olması. Fakat aradığımız yenilik niceliğe dair bir yenilik mi? Bu tarz bir özellik aramak biraz sıkıcı görünüyor. Bazı alanlardaki gelişmelerin niceliksel değişimi yerine, nitelik yönünden bir değişim bulsaydık çok daha ilginç olmaz mıydı? Yeni bir özellikten bahsediyorum. Yepyeni, daha önce var olmayan bir özellik.

O zaman arayışa devam edelim. Aklıma başka bir yenilik hipotezi geldi. Son yıllarda beni pek fazla etkileyen Emile Durkheim'ın tezini hatırlayalım: Modern dönemi geçmişten ayıran şey, modern toplumların karmaşıklığıdır. Bunun bir yorumuna göre tarihi basitten karmaşığa, sadeden sofistike olana doğru giden bir süreç olarak görebiliriz. Dolayısıyla modern dönemi yeni yapan şey, kurumlarıyla, sanatıyla, bilimiyle, her şeyiyle, geçmiş toplumlardan çok daha karmaşık olmasıdır diyebiliriz.

Kulağa doğru gibi geliyor. Ama karmaşıklık dediğimiz şey yeni değil. Bu da eksponansiyel olarak artan bir şey gibi görünüyor. Biz, atıyorum antik Roma'dan karmaşık olabiliriz. Ama Antik Romalılar da avcı-toplayıcılardan daha karmaşıktı. Bir dakika, karmaşıklığı nasıl tanımlıyoruz? Yok, oraya hiç girmeyelim. Tanımlar felsefecilerin işi. Pek çok tarihçi gibi, kavramları sağduyuya yaslarak kullanmaya devam edelim. Tanım demişken, eğer her tanım başka kavramlarla yapılacaksa ve o kavramlar da ayrıca tanımlara ihtiyaç duyacaksa, tanımlama meselesi sonsuza dek giden bir kısır döngü halini almaz mı? Konudan saptık, hemen geri dönelim.

Felsefe demişken, ateizm veya sekülerizm modern dönemi yeni kılan ilginç birer aday gibi duruyor. Bunlar yeni şeyler olabilir mi? Sonuçta Aydınlanma devri dediğimiz 18. yüzyıl ve sonrasında toplumlarda dinin etkisi azalmıştır.

Araştırmalarda, kendini hiçbir dine ait görmeyen insanların sayısının günümüzde bir milyardan fazla olduğunun rapor edildiğini göz önüne alınca, nicelik bakımından geçmişe kıyasla kesinlikle bir değişim olduğunu görüyoruz. Fakat bu, eskiden hiç seküler veya ateist insan olmadığı anlamına gelir mi?

Ateizm modern dönemde icat edilmiş bir şey değil. En az Antik Roma'dan beri insanlar ateizmi tartışıyorlar. Cicero, Tanrıların Doğası adlı kitabında Tanrıların var olup olmadığını tartıştığı bölümde, Epiküros için "bu adam ateist." diyor ve bu kelimeyi günümüzde kullandığımız anlama pek yakın bir anlamda kullanıyor: Tanrıların varlığını inkar etmek yahut Tanrıların var olmadığına inanmak.

Ha, diğer büyük bir adaydan bahsetmeyi az kalsın unutuyorduk: Kapitalizm. Modern dönemden önce kapitalizm var mıydı? Kısa cevap: Evet. Uzun cevap: Modern dönemden önce de üretim araçlarının özel mülkiyeti, işçiler, bir tür serbest piyasa ve karma ekonomi mevcuttu. Bunların yoğunluğunun modern dönemde artması kapitalizmi niceliksel değişimlerden biri yapmaktan öteye gidemez.

Öyleyse nitelik yönünden bir değişim hala bulamadık demektir. Belki de modern dönemi yeni kılan hiçbir nitelik yoktur. Ve onu yeni kılan şey, niceliksel olarak farklı farklı pek çok şeydir ve bunların bir araya gelmesi bir tür yenilik anlamına gelmektedir. Ayrıca her ne kadar hukuk ve teknoloji gibi hep var olmuş şeylerin kapsamında da olsa insan hakları ve bilgisayar gibi şeyler gayet yeni gibi görünüyor. Demek ki niceliksel gelişim, niteliksel yeniliği de doğuruyor. Sıkıcı bir sonuç. Fakat şimdilik aklıma başka bir şey gelmiyor. Cevap, farklı alanların karmaşıklaşmasıyla ufak ufak pek çok yeni şeyin birikmesi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Almanlar Üstün Irk Mı?

Bertrand Russel Üzerine Denemeler

Stalingrad Savaşını Almanlar Neden Kaybetti?