Sovyetler Birliği Emperyalist miydi?

Marksist terminolojinin ve günümüzdeki Marksistlerin kanaatimce, anlamını daraltmak suretiyle çarpıttığı terimler silsilesine bir örnek de emperyalizm terimidir. Lenin'in tanımına göre emperyalizm, kapitalizme özgü ve kapitalizmin en yüksek aşaması; yayılma ve devletin bu büyük kapitalistlere kar ettirme siyasetidir. İçkin olarak ''zalimce ve kötü'' bir terimi, Marksistlerin kendi tarihlerindeki eylemlerden soyutlayıp yalnızca karşıt görüşlere yaftalaması(yapıştırması) burada açıkça ortaya çıkmaktadır. Emperyalizm, bir devletin veya ulusun başka bir devlet veya ulus üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunması iken, Marksistler tarafından bu anlam yalnızca kapitalizme özgü bir anlama kaydırılmaya çalışılmıştır. Bunda Sovyetler Birliği'nin emperyal siyasetini yumuşatma ve öteki emperyal eylemlerden ayırma amacı olabilir. 2. Dünya Savaşının başında SSCB'nin kapitalist Almanya ile Doğu Avrupa'yı paylaşması olgusu bu ayrımın gereksizliğini gösterir. Daha 1939'da Almanya Polonya'yı, Sovyetler Birliği ise Estonya, Letonya, Litvanya, Doğu Polonya ve Finlandiya'yı işgal ederek bu devlet ve uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmuşlardır. İşgal sebeplerinin farklı ekonomik temellere dayanması, iki devletin de emperyalist olması durumunu değiştirmez, çünkü emperyalizm herhangi bir toplum biçimine, üretim şekline özgü değildir. Sovyetler Birliği de emperyal eylemlerde bulunan her büyük devlet gibi emperyalist bir devlettir. Keza Osmanlı İmparatorluğu da öyledir. Ki bu devletlerin biri modern, biri ilkel sosyalist toplum yapısını haizdi. Sonuç olarak, terminolojik çarpıtmaların temelsizliği gün gibi ortadadır.