Kayıtlar

Ocak, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Stalingrad Savaşını Almanlar Neden Kaybetti?

İkinci Dünya Savaşı'nın Dönüm Noktası: Stalingrad Analizi Bu yazıda, bu meşhur savaşı önüyle, arkasıyla inceleyeceğiz. Hitler burayı kontrol etmeyi neden bu kadar istiyordu? Stalingrad'ın ekonomik ve siyasi önemi neydi? Almanlar neden başarısız oldu? Tüm bunları irdeleyeceğiz. 1941'de Hitler'in başlattığı Barbarossa operasyonu, 1942'nin sonlarına gelindiğinde büyük oranda başarıya ulaşmış olsa da Sovyetler Birliği'ni pes ettirememişti. Sovyetler hala büyük bir dirençle savaşıyor, tüm ekonomik ve demografik güçlerini seferber ediyordu. Hala en önemli petrol bölgeleri Sovyetler Birliği'nin elindeydi. Kafkas ve Bakü petrolleri. Stalingrad şehri, Kafkasya'nın kuzeyinde, Volga nehrinin yanında kurulmuş bir endüstri şehriydi, buradaki fabrikalar sürekli üretim yaparak adeta Kızıl Ordu'ya kan pompalıyordu. Bu şehir Moskova'dan sonra savaştaki en önemli geçiş güzergahları kavşağıydı. Stalingrad, petrol bölgelerinin kuzeyinde olduğundan, buranın ko...

Japonya, Barbarossa harekatı sırasında Sovyetler Birliği'ne niçin saldırmadı?

Japonya, Barbarossa harekatı sırasında Sovyetler Birliği'ne niçin saldırmadı? Birçok kimsenin aklına İkinci Dünya Savaşı ile ilgili olarak bu soru gelmiştir. 1941'de Japonya'nın müttefiki Almanya, Sovyetler Birliği'ne karşı büyük bir işgal girişiminde bulunmuş, Sovyetler Birliği ise bulabildiği neredeyse tüm birliklerini kendisini savunmak için Wehrmacht'ın karşısına dizmişti. Bu birlikler arasında Sibirya'dan getirilen sert iklim koşullarına dayanıklı birlikler de vardı. Jap onya'nın Sovyetler Birliği'ne saldırması durumunda, SSCB'nin çok daha zor bir duruma düşmesi ve ordusunu ikiye bölmek durumunda kalabilmesi mümkündü. Öncelikle söylenmelidir ki, Almanya ile Sovyetler kıran kırana savaşırken, Japonya boş durmuyordu. Çin'i işgal etmekle ve güneye doğru yayılmakla meşguldü. Japonya'nın Çin ile uğraşırken bir yandan Sovyetler Birliği'ni işgal etmeye kalkışması, ordusunu bölmesi anlamına gelirdi. Ayrıyetten Japonya'nın petrole...

Fransa Neden Böyle?

Fransa neden böyle? Bu yazıda, Avrupa'da o kadar ülke varken neden Fransa'nın devrimler ve protestolar ülkesi olduğunu anlamaya çalışacağız. Tarihte ve günümüzde cereyan eden protestolar, çok büyük çoğunlukla Fransa'da başlayıp öteki memleketlere yayılmış veya yayılmamıştır. 1789, 1830, 1848, 1871 ve 1968 gibi tarihlerde gerçekleşen büyük eylemler ilk olarak Fransa'da patlak vermiş olup genelde diğer Avrupa ülkelerine de yayılmıştır. Bu sorunun cevabını ararken, tümden gelime benzer bir yöntem kullanarak, neden diğer ülkelerin Fransa gibi olmadığından başlayalım. İlk olarak, toplum yapısına dikkat çekmek gerekiyor. Fransa, İngiltere gibi uzlaşmacı ve muhafazakar bir toplum yapısında sahip değildir. İngiltere'de henüz 1215 gibi erken bir tarihte, Magna Carta ile kralın yetkilerini kısıtlayarak başına buyruk davranmasını engellenmiştir. Böylece çok erken tarihlerde İngiltere toplumunda uzlaşı kültürü oluşmaya başladı. Bu sebeple ilerleyen tarihlerde başarılı to...

Bertrand Russel Üzerine Denemeler

Russel insanları bilinçliliğe, rasyonelliğe ve kuşkuculuğa davet ederken atladığı bir şey vardı, kitleler bilinçli ve kuşkucu olamazlar, bilinçlilik kitleye özgü bir şey değildir, tek tek bireylere özgüdür. Fakat bu bireyler biraraya gelip kitleyi oluşturduklarında, Gustave Le Bon'un dediği gibi, farklı hücrelerin bir araya gelip eski özelliklerini kaybetmesi ve yeni özellikler gösteren bir canlı oluşturması gibi değişim geçirirler ve kitle psikolojisinin yasalarına teslim olurlar. O sebeple kitleselleşen dünyayı kuşkuculuğa ve akılcılığa davet etmek başarıyla sonuçlanmaz. Russel'ın ikinci hatası ise, insanların toplumsal/ekonomik/siyasi konumunun onların rasyonelitesini büyük oranda belirlemesinin, uzlaşının önünde engel teşkil ettiğini görememesidir. O sebeple, topluma öncelikle uzlaşmanın hakim olmasını beklemek boşa bir bekleyiştir. Toplum önce madddi değişimler geçirir, büyük olaylardan dersler alır, ondan sonra uzlaşı -olabilirse- hakim olur. Özetleyecek olursak, Russel...

21. Yüzyılda Milliyetçiliğin Suretleri

Reactively nationalism Emotional nationalism Rational nationalism Excessive nationalism First one is occuring against the refugees currently in Europe. Second one is used by populist politicians which are in the middle east or another indevelop areas. Third one was used by good managers and benevolent dictators such as Ataturk. It should be used again in order to develop countries. Finally, the last one can be called as racism which is rather dangerous for people. As it seems, there are primary four types of nationalism.

About Psychology, Self-Confidence

There are primary three main types of self-confidence. One of them is emotional self-confidence which is related to relationship between genders who are fallen in love. Second one is sociable self-confidence. It is about general public behaviours. A speech, for example, related to sociable self-confidence. Finally, third one is achievement self-confidence which is about to achieve something. Believing in overcoming and to achieve is related to achievement self-confidence. If someone is a person who has a achievement self-confidence, he confidence himself to success jobs. As it seems, self-confidence consists of primary three types.